Bilim dünyasının en önemli keşiflerinden biri, sıradan bir Pazar günü, Etiyopya’nın kavurucu sıcağında gerçekleşti. 24 Kasım 1974’te Donald Johanson, aslında fosil aramak için çıkmadığı bir yolculukta, insanlık tarihinin en önemli keşiflerinden birine imza attı. Etiyopya’nın Afar bölgesinde, termometre 40 dereceyi gösterirken, küçük bir kemik parçası Johanson’ın dikkatini çekti. Ardından bir kafatası parçası, sonra bir uyluk kemiği bulundu ve heyecanla uyuyamayan ekip, Beatles’ın “Lucy in the Sky with Diamonds” şarkısını tekrar tekrar çaldı. Lucy’nin adı böylece konuldu.
Lucy, 3.18 milyon yıl önce yaşamış ve sadece 1 metre boyunda ve 30 kilo ağırlığındaydı. Ancak, insanların sanılandan çok daha önce iki ayak üzerinde yürümeye başladığını ispatlayarak, insan evrimi teorilerini alt üst etti. Lucy, insanlığın aile albümünden çıkan en eski fotoğraflardan biri gibi. Beyni şempanzelerinkine yakın, kolları biraz uzun, yüzü maymunsu… Ancak yürüyüşü neredeyse bizim gibi! Bu özellikleri ile Lucy, bilim dünyasının asi kızı olarak anılmaktadır.
50 yıl geçmesine rağmen Lucy’nin keşfi hala önemini korumaktadır. Çünkü Lucy sayesinde insanlık, kendi hikayesini yeniden yazmak zorunda kaldı. Lucy, insan evriminin önemli bir dönüm noktasını temsil etmektedir.