Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, maymun çiçeği virüsüne dair önemli bir mesajı sosyal medya platformundan paylaştı. İsveç’te ilk maymun çiçeği vakasının tespit edilmesi, etkilenen ülkelerin birlikte hareket etmesi gerektiğinin altını çizdi. Ghebreyesus, tüm ülkelerin gözetimi artırması, veri paylaşımını arttırması ve virüsün yayılmasını daha iyi anlamak için çalışmalar yapması gerektiğini belirtti.
DSÖ Sözcüsü Margaret Harris, maymun çiçeği virüsünün hızlı bir şekilde yayıldığını ve yüksek ölüm oranına sahip olduğunu açıkladı. Bu virüsün özellikle bağışıklık sistemi zayıf olanlar ve çocuklar için daha tehlikeli olduğunu vurgulayan Harris, virüsün temas yoluyla yayıldığını belirtti. Şu anda belirli bir tedavi yöntemi olmayan maymun çiçeği virüsüne yakalanan hastalara destekleyici tedaviler uygulandığını aktardı.
Ghebreyesus, maymun çiçeği virüsünün uluslararası yayılma potansiyeline karşı DSÖ Acil Durum Komitesi’ni toplantıya çağırdı. Komitenin uluslararası öneme sahip bir halk sağlığı acil durumu oluşturduğu tavsiyesini aldığını açıkladı. Afrika Birliği, maymun çiçeği virüsünün hızla yayılması nedeniyle kıta çapında acil durum ilan ettiğini duyurdu.
Maymun çiçeği virüsü fareler ve sincaplar gibi kemirgen hayvanlardan veya enfekte olmuş bireylerden bulaşıyor. Virüsün bulaşma yolları arasında vücut döküntülerine dokunmak, enfekte eşyaları kullanmak ve vücut sıvılarıyla temas etmek bulunuyor. Hastalığın belirtileri arasında yüksek ateş, kas ağrısı, lenf bezlerinde şişlik ve ciltte kabarcıklar yer alıyor.
Maymun çiçeği hastalığının tedavisi özel bir yöntemi bulunmamakla birlikte antiviral ilaçlarla yönetiliyor. Hastalığın çoğu vakası hafif seyrediyor ve birkaç hafta içinde iyileşme görülüyor. DSÖ, 2022 yılında ırkçılık ve ayrımcılık konuları göz önünde bulundurularak hastalığın adını “mpox” olarak değiştirdi.
DSÖ’nün bu önemli uyarıları ve bilgileri, maymun çiçeği virüsüne karşı alınması gereken tedbirler hakkında kamuoyunu bilgilendirmeyi amaçlıyor. Bu virüsün yayılmasını kontrol altına almak için uluslararası işbirliğinin ve sağlık önlemlerinin titizlikle uygulanması gerektiği vurgulanıyor.