Kış aylarının gelmesiyle birlikte sakatat tüketiminin arttığı biliniyor. Peki, sakatat gerçekten vücudumuza faydalı mı? Genellikle sonbahar ve kış mevsiminde tüketilen sakatatlar arasında kelle, paça, ciğer, yürek, böbrek ve işkembe bulunmaktadır. Halk arasında “doğal antibiyotik” olarak bilinen sakatatlar, besin değeri açısından oldukça zengindir. Vitamin ve mineral açısından zengin olan sakatatlar, bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve vücudun ihtiyaç duyduğu besinleri karşıladığı düşünülmektedir.
Kelle paça çorbası ve işkembe, en sık tüketilen sakatatlar arasındadır. Bu ürünler düdüklüde pişirildiğinde etinden ve suyundan ayrı ayrı faydalar sağlar. Sakatat, Türkiye’de en sevilen ürünlerden biridir ve hem eti hem suyu protein açısından zengindir. Aynı zamanda sakatatlar, yüksek kaliteli protein içerir ve kas gelişimi ve onarımı için önem taşır.
B vitaminleri (B12, B6), demir, çinko ve selenyum gibi mineraller açısından zengin olan sakatatlar, sinir sistemi sağlığı ve kan hücrelerinin üretimi için gereklidir. Bazı sakatat türleri düşük kalori ve yağ içeriğiyle dikkat çeker, bu da kilo yönetimi için faydalı olabilir. Ayrıca, sakatatlar zengin omega-3 yağ asidi içerir ve kalp sağlığı ile beyin fonksiyonlarının gelişimine yardımcı olabilir.
Ancak, sakatat tüketirken dikkatli olmak gerekir çünkü yüksek kolesterol ve doymuş yağ içerebilir. Bu durum, özellikle kalp hastalığı veya yüksek kolesterol sorunu olanlar için sağlık riski oluşturabilir. Fazla sakatat tüketimi, damarları tıkayabilir ve kalp hastalıklarına neden olabilir. Bu nedenle, sakatat tüketimi kişinin genel sağlık durumu, beslenme alışkanlıkları ve var olan sağlık koşulları göz önünde bulundurularak yapılmalıdır. Aşırı tüketimden kaçınılmalı ve dengeli bir diyetin bir parçası olarak tüketilmelidir.