ABD Ulusal Kadınlar Basketbol Ligi’nde (WNBA) yıldız olması beklenen Caitlin Clark’la ilgili basının ilgisi ve kimlik tartışmaları büyüyor.
Basketbol dünyası şu sıralar devam eden NBA play-off’ları ve geçen haftaki Euroleague Final Four maçlarıyla meşgul. Ancak kadın basketbolunda yaşanan gelişmeler sadece basketbolla sınırlı kalmıyor, ABD toplumundaki çatlakları ve kutuplaşmaları da ortaya koyuyor.
Etkinliğin kahramanı, bu yıl ABD Ulusal Kadınlar Basketbol Ligi’nin (WNBA) Indiana Fever takımında forma giymeye başlayan Caitlin Clark. Kadın basketbolunun en önemli potansiyellerinden birine sahip olduğu düşünülen Clark’ın WNBA’e gelişi büyük yankı uyandırdı. Bunun nedeni ise oyuncunun yeteneğinin yanı sıra sosyal medyada gördüğü ilginin “yıldız elektriği” olduğunu söylüyor.
Ancak sezon başladıktan sonra Clark’ın basketbol yeteneklerinden ziyade rakip oyuncularla yaşadığı kavgalar, yaptığı ve maruz kaldığı sert müdahaleler konuşulmaya başlandı. Sezon başında yıllık teknik faul sınırına yaklaşan Clark’ın, üç teknik faul daha alması halinde tüm sezon boyunca ceza alması gündemde.
Son olarak takımının Chicago Sky ile oynadığı maçta Chennedy Carter’ın çok sert bir hamlesiyle karşılaşan Clark hakkında birçok NBA oyuncusu yorum yaptı. Bunlardan en dikkat çekeni, sık sık teknik faul alan ve oyunu “çirkin” oynadığı düşünülen Golden State Warriors oyuncusu Draymond Green oldu. Green, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, ekibinin Clark’ı “zorbalardan” koruyacak “sert” birine sahip olması gerektiğini söyledi. Peki Clark’ı çevreleyen tüm bu tartışmaların nedeni nedir?
Ataerkil Alışkanlıklar
Çünkü lig yıllar içerisinde belli bir takipçi seviyesine ulaşsa da birçok basketbolsever tarafından görmezden gelindi. Bunun temel nedeni elbette dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ABD’de de spor izleyicisinin ağırlıklı olarak erkek olması ve erkeklerin gerçekleştirdiği spor etkinliklerine ilgi duymasıdır.
Öte yandan bu durumun ABD’ye özgü nedenleri de var. Ülkede en çok izlenen üç spor olan basketbol, Amerikan futbolu ve beyzbol takım sporları olmasına rağmen, spor izleme alışkanlıkları kişisel kahramanlık hikayeleri ile şekilleniyor ve çoğu erkek basketbolsever için spor müsabakalarında kahramanlık kriterlerini karşılayacak yeterli sayıda hikaye bulunmuyor. WNBA.
Yanlış anlaşılmasın, WNBA ortalama 6 bin seyirci sayısıyla belki de dünyadaki tüm kadın basketbol ligleri arasında en fazla seyirciye sahip olan lig. Ancak televizyon reytingleri ilginç verileri ortaya koyuyor. Geçtiğimiz yılın normal sezon maçları dikkate alındığında ABC’deki WNBA maçlarının ortalama izlenme sayısı 627 bin civarındaydı. Clark’ın ligdeki ilk maçı 2 milyon 120 bin izleyiciye ulaşarak rekora imza attı.
İzleyici verilerinin bu kadar altının çizilmesinin temel nedeni Clark’ın etkisinin merak konusu olması ama bunun başka bir nedeni daha var.
BEYAZ VE HETEROSEKSÜEL!
WNBA’i yakından takip eden eski ESPN yorumcusu Jemele Hill’e göre Clark’a gösterilen ilginin ve kariyerinin başında yaptığı 28 milyon (!) dolarlık Nike sponsorluk anlaşmasının ana nedeni, oyuncunun “beyaz” olması ve “dümdüz”.
Clark’ın ligdeki varlığına tepki gösteren başka isimler de var. ABC’nin “The View” programının sunucusu Sunny Hostin’den dinleyelim:
“Beyaz olduğu için insanlarla daha yakın ilişki kurabiliyor çünkü çekici! Ne yazık ki LGBTQ+’lara yönelik hâlâ böyle bir damgalama var. WNBA’nın yüzde 70’i siyahi ve oyuncuların üçte biri LGBTQ+ topluluğundan. “İnsanların lezbiyen kadınların basketbol oynamasıyla ilgili bir sorunu olduğunu düşünüyorum.”
WNBA’nın saha dışındaki LGBTQ+ topluluklarıyla yakın ilişkisi bir sır değil. Peki sahada durumlar nasıl? WNBA şampiyonluğu da kazanan siyahi oyuncu Candice Wiggins, yıllar önce yaptığı bir açıklamada kariyerinin erken sona ermesinden lig ortamını sorumlu tutmuştu.
“Heteroseksüel olmak ve bunu yüksek sesle ifade etmek büyük bir olaydı. Oyuncuların yüzde 99’u eşcinseldi ve ligdeki zehirli ortam beni çok etkiledi. “Beni kasıtlı olarak yaralamaya çalışıyorlardı.”
Wiggins’e göre bu durumun nedeni ulusal çapta bilinmesi ve dolayısıyla kıskanılmasıydı. Elbette hikayelerinin ne kadar doğru olduğunu bilmiyoruz ve her hikayenin iki tarafı var ama ligden dışlanma ve beyazlar tarafından himaye edilme iddialarından bahsederken Sabrina Ionescu’yu anmadan edemiyoruz. üstünlükçü medya.
ERKEKLERE KARŞI
Rumen kökenli Amerikalı bir ailenin çocuğu olan Ionescu, tıpkı Clark gibi harika bir üniversite kariyerinin ardından girdiği WNBA’de birçok rekor kırarak dikkatleri üzerine çekti ve isabetli üç sayılık atış yüzdesiyle öne çıktı. Geçtiğimiz yıl piyasaya sürülen NBA 2K24 video oyununun kapağını Kobe Bryant’la süsledi. Bu sezon NBA allstar hafta sonu etkinliklerinde, tüm zamanların en iyi oyuncularından biri olarak kabul edilen Stephen Curry’ye karşı üç sayı yarışmasında yer aldı.
Ancak bu başarılara rağmen ligde sevilen bir karakter olduğu söylenemez. Çünkü birçok oyuncu ve yorumcu, Ionescu’nun beyaz kökenlerinin ve diğerlerinin de açıkça konuştuğu konulardaki siyasi sessizliğinin, onun ligin yüzü olmasına katkıda bulunduğunu düşünüyor. Muhtemelen bu nedenlerden dolayı all-star oylamasında seyirci tarafından altıncı seçilirken, oyuncu oylamasında sadece 19. sırada yer aldı.
MAAŞ FARKI
Aslında Clark ve Ionescu gibi isimlerin varlığı, WNBA oyuncularının şikayet ettiği, erkek meslektaşlarından daha az kazanan sorundan bir çıkış yolu olarak görülüyor. NBA oyuncuları yıllık ortalama 10 milyon dolar maaş alırken, WNBA oyuncularının ortalama maaşı 115.000 dolar civarında. NBA yönetimi, WNBA liginin yüzde 50’sine sahip ve WNBA’yı kendi gelirlerinin bir kısmıyla finanse ediyor. Geriye kalan yüzde 50 ise ligdeki takımlar tarafından paylaşılıyor.
BATIK SORUNU
WNBA’de ne kadar çok seyirci, daha yüksek reyting ve maaşların artırılmasına yönelik daha fazla ilgi, Clark gibi karakterlerin ön plana çıkmasıyla sağlanabilir. Ancak WNBA oyuncularına göre kalıcı çözüm ancak cinsiyetçi ve ataerkil bakış açısının değiştirilmesiyle mümkün olabilir. Öte yandan ligde birkaç yıldır gündemde olan smaç meselesi de WNBA oyuncuları tarafından cinsiyetçi olarak değerlendiriliyor ve eleştiriliyor.
Konuyu kısaca özetlemek gerekirse erkek basketbolunun en dikkat çekici yönü maçlarda yapılan smaçlardır. Özellikle NBA’de gösterişli smaçlar yıllarca konuşulabilir. Ancak genel olarak kadın basketbolunda erkek basketboluna kıyasla smaç nadirdir, çünkü basket kadınların ortalama atlama seviyelerine göre yüksek kalır.
Bazı yorumcular kadın maçlarında potanın daha düşük seviyeye indirilmesinin daha fazla smaç atılmasına ve ilginin artmasına neden olacağı görüşünde. Ancak birçoğu bunu feminist açıdan cinsiyetçi kabul edilen bir dille ifade ediyor: “Kadınların kadınların üzerine smaç basması” ve bu öneri gündeme geldiğinde tartışma basketbol sahasını aşıyor. WNBA’in 28 sezonu boyunca toplam 37 smaç yapıldı. İlgilenenler için not: Caitlin Clark da smaç atamaz.