Son zamanlarda sıkça duyduğumuz “languishing” terimi, aslında bir ruh sağlığı bozukluğu olmayan ancak yaşamdan motivasyonunu kaybetmiş hissedilen bir durumu ifade eder. Genel anlamda “çürüme” anlamına gelen languishing, kişinin enerjisiz hissetmesi, umutsuzluk ve yaşama karşı isteksizlik gibi duyguları deneyimlemesiyle karakterizedir.
Pandemi döneminde ise bu durumun daha fazla önem kazandığı görülmektedir. Sosyal bağlantılardan uzaklaşma, günlük rutinlerdeki kayıplar ve belirsizlikler nedeniyle birçok insan languishing hissini yaşayabilir. Bu durumu atlatmak için ise farkındalık geliştirmek, yeni hobiler edinmek ve günlük hayatta keyifli anlar yaratmak önerilmektedir.
Languishing ile depresyon arasındaki farklar da önemlidir. Languishing genellikle duygusal kayıtsızlık, motivasyon eksikliği ve yaşamda anlam arayışı ile karakterizedir. Bu durum, kişinin ruh sağlığı üzerinde derin etkiler yaratmayabilir. Depresyon ise daha derin ve ciddi bir ruhsal rahatsızlıktır; derin üzüntü, umutsuzluk ve intihar düşünceleri gibi belirtiler görülebilir.
Özetle, languishing yaşamdan zevk alamama, motivasyon eksikliği gibi duygularla karakterizedir ancak depresyon kadar derin ve yaygın bir etkiye sahip değildir. Bu durumu aşmak için destek almak ve olumlu deneyimlere odaklanmak önemli olabilir.