Tarihin sıfır noktası olarak bilinen ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Göbeklitepe’deki arkeolojik kazıların durduğu yönündeki paylaşımlar, büyük bir infiale sebep oldu. Komplo teorilerine de yer verilmesiyle daha da büyüyen bu durum karşısında Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, kazıların devam ettiğini ve iddiaların gerçeği yansıtmadığını açıkladı.
Göbeklitepe, 12 bin yıllık geçmişiyle tarihin sıfır noktası olarak kabul edilmekte ve bu alanda gerçekleştirilen kazılar sayesinde neolitik döneme ait önemli bilgilere ve eserlere ulaşılmaktadır. Her yıl binlerce turistin ziyaret ettiği ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren Göbeklitepe’de kazı çalışmaları devam etmektedir. Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, mayıs sonunda başlayan kazı çalışmalarının bayram arasının ardından devam ettiğini belirtti.
Karul, bu sezonun hedeflerinden birinin restorasyon çalışmalarına devam etmek olduğunu ve geçen yıl tamamlanan aslanlı yapı restorasyonunun ardından bu yıl da ikinci bir yapının çalışmalarını bitirdiklerini dile getirdi. Ayrıca, geçtiğimiz yıl dünyanın en eski boyalı heykelinin bulunduğu alanda yapılan kazıların sürdüğünü ve önümüzdeki günlerde benzer buluntularla karşılaşılabileceğini belirtti.
Göbeklitepe’deki kazı çalışmalarının durduğu yönündeki iddialara da yanıt veren Karul, bu tür haberlerin asılsız olduğunu ve çalışmaların devam ettiğini vurguladı. Türk bilim insanlarının ve yetkililerin bilimsel çalışmalar üzerinde erke sahibi olmadığını ve toplumun bu konuda müsterih olmasını beklediklerini ifade etti.
Göbeklitepe’deki keşiflerin arkeologları daha da motive ettiğini belirten Karul, arkeolojinin en motive edici yanının neyle karşılaşacaklarını bilememek olduğunu vurgulayarak, elde ettikleri sonuçları kanıtlandıktan sonra doğru bir şekilde paylaştıklarını aktardı. Ayrıca, kasımda Şanlıurfa’da yapılacak Dünya Neolitik Kongresi’ne 60’tan fazla ülkeden uzmanın katılacağını ve Göbeklitepe ile Karahantepe’deki bilgileri paylaşacaklarını belirtti.
Sonuç olarak, Göbeklitepe’deki kazıların devam ettiği ve bu alanda gelecek yıllarda da önemli keşiflerin beklenmesi gerektiği vurgulanmaktadır.