Süper Lig’in 38. haftasında F.Bahçe, evinde İstanbulspor’u 6-0 mağlup etti. Spor yazarları maç hakkında yazdı.
Süper Lig’in son haftasında F.Bahçe, İstanbulspor’u 6-0 mağlup ederek ligi ikinci sırada tamamladı. Spor yazarları maçı değerlendirdi.
Spor yazarlarının yorumları şöyle:
Hilmi Türkay: Sarı-Kırmızılılar, G.Saray-F.Bahçe rekabetinde mutlu sona ulaştı. İki takım da yaptıkları transferlerle rakiplerinden hızla ayrıldı. Bir süre F.Bahçe önde gitti, ardından G.Saray koltuğa oturdu ve bir daha ayağa kalkmadı. Her iki tarafın da şampiyonluğu hak ettiğini düşünüyorum. Puan toplamı tüm sezonlar arasında en yüksek puandır. F.Bahçe bu sezonun en iyi transferlerini Ali Koç’la yaptı. İsa bir yıl daha kalmalıydı. Cumhurbaşkanı İsmail Kartal’ı seçti. Kartal, maratonun yarısına yakın bir zamanda iyi bir performans sergiledi. Ancak takım Avrupa kupalarıyla birlikte ligde de sıkıntı yaşamaya başladı. Futbolcu sayısındaki düşüş İsmail Hoca’ya da yansıdı. Kartal hata üstüne hata yaptı. Kadıköy ve deplasmanda kaybedilen puanlar sorun oldu. Bitime 2 hafta kala derbi ortalığı karıştırdı.
G.Saray kutlamalara hazırlanırken F.Bahçe’nin kazanması işi son haftaya erteledi. Ve dün gece. Ben mucizelere inanırım ama G.Saray’ın Konyaspor’a yenileceğini hiç düşünmemiştim. Her iki takıma da 1’er puan yetti, G.Saray şampiyon oldu. F.Bahçe, 10 yılı şampiyonluksuz geçirerek bir sezonu daha hayal kırıklığıyla noktaladı! Artık seçim zamanıdır, ya Ali Koç ya da Aziz Yıldırım başkan olacak. Yapmaları gereken ilk şey herkese zeytin dalı uzatmak. Bu gemi savaşarak ilerlemez. Yeni teknik direktörler ve transferler de şart! (Cumhuriyet)
“HERKES BU TAKIMDAN MEMNUN OLMALI”
Engin Kehale: İstanbulspor karşısında sahada ne yapması gerektiğini bilen, eksiklerine rağmen hücum 11’iyle oynayan, fark arayan bir takım vardı. İlk yarıda istediklerini rahatlıkla aldılar ve maçın ikinci yarısını da tebrikleri kabul ederek geçirmeyi başardılar.
İsmail Kartal sezon içerisinde hata yapmadı mı? Elbette oldu. Puan kaybedilen maçlarda farklı tercihleri olabilir miydi? Elbette olabilir. Bunların hiçbiri F.Bahçe teknik ekibinin bu sezonki başarısına gölge düşürmemeli. Ligin ikinci yarısında ön saha baskısında azalma yaşasalar da sezon boyunca inanılmaz bir performans sergilediler. Bu kadar birbirine kenetlenmiş bir yarışta şampiyonu ayrıntıların belirlemesi doğaldı ve öyle de oldu.
Ligi tek mağlubiyetle tamamlayan ve 100 gol eşiğinden dönen sarı-lacivertlilerin, kupaları olmasa bile bu sezonu yenilgi olarak görmemeleri gerekiyor. Sanırım en çok hatırlanacak ve en çok acı çekecek kısım Avrupa’dır. Çarşamba günü Atina’da final oynayacak takımlardan birinin de Fenerbahce olacağı belliydi. (Özgürlük)
“BU YETERLİ BİR TESLİM Mİ?”
Faik Çetiner: Sarı-lacivertli taraftarların gözü sahada, aklı ise Konya’daydı. F.Bahçeli futbolcuların durumu da farklı değil. Oyuna konsantre olmakta zorluk çekiyorlar. İsmail Kartal’ın birçok eksiklerine rağmen sahada sahip olduğu 11’de herhangi bir sorunu yok.
F.Bahçe’nin tamircileri (Dzeko, Szymanski, Tadic) birer birer sahneye çıkınca maçı kazanmak ve fark yaratmak çok da zor olmadı. Yarı 3 sayılık üstünlükle sona ererken, ikinci yarı antrenman atmosferinde geçti.
F.Bahçe şampiyonluk kupası hasretini 10 yıla çıkardı. Camianın tek tesellisi şampiyon Galatasaray’ı devirmekti. Bu teselli yeterli mi? Bu benim için yeterli değil. Sizce F.Bahçe taraftarı mutlu mu? Benim için değil. Başkanlar ve yöneticiler masal anlatmayı bırakıp kupa ve şampiyonluk kazanmayı hedefleyecekler. Aksi takdirde Fenerbahce sevgisi kaybolmaya başlayacaktır. (Fanatik)
“OYUNCULARA HAK ETTİĞİNİ VERDİ”
Gürcan Bilgiç: Uzun ve zorlu bir sezon oldu. Geçtiğimiz hafta oynanan ‘racon’ maçında son sözü aslında F.Bahçe söyledi; “Şampiyon kim bilmiyorum, ağabey benim…” Harika bir takım oluşturdular. İsmail Kartal da çok güçlü bir oyun buldu. 21 sayı attılar. Buldozer gibi gidiyorlardı. İşi son maçlara bırakacak bir takım değildiler. Daha sonrasında; Olan(!) oldu.
Trabzonspor galibiyetinden sonra bu takıma ve teknik adama hakkımı verdim. Galatasaray maçıyla iki kez ilgilendim. Her şeye rağmen bu maçları kazandılar. Sadece pes etmediler, aynı zamanda nasıl bir karaktere sahip olduklarını da gösterdiler.
Komplonun ordusu bitmiyor, hesabını vermiyor. Sorumlular da önünü açıyor. Bu nedenle Fenerbahçe tribünleri “Seninle gurur duyuyoruz” pankartı açtı. En onurlu, en karakterli, en başarılı isimlerle anılacak oyunculara hak ettiğini verdi. Bir şey daha ekleyeyim; İlk defa böyle bir uzlaşma görüyorum. (Sabah)