Sonuçlar, çalışma ekibinin ifadesine göre günümüzün 70 yaşındaki bireylerinin, önceki nesillerdeki daha genç yetişkinlerle büyük ölçüde eşdeğer işlevselliğe sahip olduğunu gösteriyor. Bu durumda, 70 yaşının artık yeni 60 yaşına denk geldiği yorumları yapılıyor. Araştırmacılar, bu durumun yüksek tansiyon, kalp hastalığı, diyabet gibi sorunlarla ilgili farkındalığın artması, daha iyi sağlık hizmetlerinin olmasıyla ilişkilendiriyor. Ayrıca, daha sağlıklı yaşam tarzının benimsenmesi ve çevresel koşullardaki iyileşmelerin bulaşıcı hastalıkların azalmasına sebep olması da yaşlanmayı geciktirmenin nedenlerinden biri olarak değerlendiriliyor.
Bu bulguların, yaşlı bireylerin yaşam kalitesinin artmasını sağlayacak önemli ipuçları sunabileceği belirtiliyor. Özellikle sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaşması, hastalıkların önlenmesine ve tedavisine daha etkin biçimde müdahale edilmesine olanak tanıyarak yaşlıların daha sağlıklı ve aktif bir yaşam sürmelerine yardımcı olabilir. Bununla birlikte, yaşam biçiminde yapılan olumlu değişikliklerin yaşlanmanın etkilerini azaltmada önemli bir rol oynadığı vurgulanıyor.
Çalışmanın sonuçlarına göre, genel olarak yaşlı nüfusun yaşam süresi artarken, yaşam kalitesinin de yükselebileceği ve yaşlılığın daha sağlıklı, aktif ve üretken bir dönem olarak değerlendirilebileceği düşünülüyor. Bu bağlamda, yaşlı bireylerin yaşam standartlarının yükseltilmesi için daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiği ve yaşlanmayla birlikte destekleyici sağlık politikalarının oluşturulması önem arz ediyor.